Batı’daki Türk-İslam algısı üzerine uzman akademisyenler Doç. Dr. Beyazıt Akman ve Doç. Dr. Filiz Barın Akman Batı Kanonu’ndaki Türk imgesinin altı asırlık serüvenini detaylı bir şekilde inceliyorlar. Literatürk, Avrupa ve Amerika'da asırlar boyunca şekillenen Türk algısını objektif bir bakış açısıyla değerlendiriyor ve Oryantalist söylemi bilimsel bir titizlikle ele alıyor. Ancak daha önemlisi bu çalışma, Batı'nın Türklere yönelik düşünce ve tavırlarını sadece olumsuz yönleriyle sınırlandırmıyor; aksine, Türklerin kültürleri, medeniyetleri ve başarılarıyla olumlu olarak temsil edildikleri metinlere de işaret ediyor.
Türk-Batı ilişkilerinin edebiyat ve kültürel söylemdeki derin etkileşimleri incelenirken, tarihsel bağlam, edebi analizler ve teorik altyapı ile zenginleştirilmiş bakış açıları sunuluyor.
Kitapta yer alan analizler, bazıları ilk kez Türkçeye kazandırılan seçme metinlerle okura sunuluyor. Böylece okuyuculara söz konusu eserleri doğrudan tanıma ve kendi okuma biçimlerini geliştirme fırsatı da sağlanıyor.
Literatürk: Batı Kanonu ve Türkler (1453-1719) kapsamlı bir tarihsel ve teorik değerlendirmeyle açılıyor ve İstanbul'un fethinden on sekizinci yüzyılın başlarına kadar uzanan dönemde Türk-İslam imgesinin Batı edebiyat ve kültürel düşüncesindeki evrimini Machiavelli’nin Prens'i, Montaigne'in Denemeler’i, Christopher Marlowe’un Tamburlaine’i, Cervantes’in Don Kişot'u ile Shakespeare, Martin Luther ve Erasmus gibi isimler üzerinden inceliyor.
Literatürk: Batı Kanonu ve Türkler (1759-1954) ise on sekizinci yüzyıldan Aydınlanma Çağı’na ve Viktorya Dönemi’nden yirminci yüzyılın ilk yarısına kadar geçen döneme odaklanıyor. Seçkiler arasında Mary Shelly’nin Frankenstein’ı, Lord Byron’ın Türk Hikayeleri, Mozart’ın Saray’dan Kız Kaçırma’sı, Voltaire’in Candide'i ile Flaubert, Karl Marx, James Joyce, Mark Twain ve Ernest Hemingway gibi isimler yer alıyor.
Türk imgesinin Batı Kanonu’ndaki altı asırlık yolculuğu titiz bir akademik çalışmayla kapsamlı bir şekilde ve bir arada gözler önüne seriliyor. Literatürk, akademik ve teorik derinliğiyle ve anlaşılır üslubuyla hem araştırmacılara hem de ilgili okuyuculara hitap ederek, benzersiz bir kaynak olarak öne çıkıyor.