Hicaz bölgesi, İslami kaynaklara göre cennetten sonra Hz. Adem ile Hz. Havva'nın yeryüzündeki hayatlarını birleştirdikleri coğrafya olması itibarıyla insanlık tarihi açısından önem arz eder. Bu bölge aynı zamanda Kur’an’da referans yapılan Güney Arabistan’dan Kuzeye gerçekleştirilen yaz kış seferlerinin uğrak noktası olmasının yanında, Mekke ve Medine gibi önemli dinî merkezleri de içine alır.
Hicaz bölgesindeki Yahudilerin varlığı binlerce yıl önce gerçekleşen Babil Sürgünü'ne kadar geri gider. Doğu Romalıların Kudüs’teki Mabedi yağmaladıktan sonra da çok sayıda Yahudi sığınmak için bu bölgeyi tercih etmiştir. Yahudiler kültür ve geleneklerini İslam öncesi Arabistan’ın sosyal ve dinsel yapısıyla bütünleştirerek oldukça dinamik bir diaspora örneği sergilemiş, sanattan siyasete, ticaretten ziraate Arap toplumunun her kademesinde dinamik bir topluluk olmayı başarmışlardır. Arap isimlerini kullanmaktan ve Arapçayı konuşmaktan çekinmeyen bu grup, Yahudi kimliğine dayalı topluma mensubiyete varoluşsal önem atfetmişlerdir. Bu çalışma Hicaz bölgesinin tarihi, siyasi ve sosyal yapısı, Yahudiliğin Hicaz’da yayıldığı yerler, dinî uygulamaları, Yahudiler ile Araplar arasındaki ilişkileri incelemektedir.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.